Edebiyat, okura çok çeşitli anlayış biçimleri sunar. Çocuk edebiyatında da durum farklı değil. İçine girilebilen görsel dünyanın eşlik ettiği metinler çocuk edebiyatı ürünlerinin merkezini oluşturur. Çocuk edebiyatı okuru ne kadar çok nitelikli eserle karşılaşırsa gelecekte daha özgün ve cesur kitapların meydana gelme olasılığı o kadar artacaktır.
· Ayşegül Sözen Dağ ·

1. Çocuk edebiyatı edebiyat mıdır?
Cemal Süreya’ya göre çocuk edebiyatı ayrı bir edebiyat alanı değil. Çocuk edebiyatı var olması gerektiği için değil, kendisi var olmak istediği için var. Buna şöyle bir çıkarımı da ilave edersek; aslında çocuk edebiyatı, “okur” istediği için var.
Çocuk edebiyatı yetişkin edebiyatından en çok zorluk yönüyle ayrılır. Çünkü çocuk edebiyatı alanında nitelikli bir eser vermek, bilinenin aksine meşakkatlidir. Anlatmak istediğiniz bir olayı çocuğa göre bir dil kurgusu kurarak okura iletmelisiniz ki, bu sehli mümteni sanatıdır aslında.
Edebiyat, okura çok çeşitli anlayış biçimleri sunar. Çocuk edebiyatında da durum farklı değil. İçine girilebilen görsel dünyanın eşlik ettiği metinler çocuk edebiyatı ürünlerinin merkezini oluşturur. Çocuk edebiyatı okuru ne kadar çok nitelikli eserle karşılaşırsa gelecekte daha özgün ve cesur kitapların meydana gelme olasılığı o kadar artacaktır.
Çocuklar günümüz dünyasında dijital yaşamın her türlü fayda ve zararından nasibini alıyor. Bu durum çocuk deneyimini de, doğasını da değiştiriyor. Çocuk yayıncılığı da günümüz çocuklarına çeşitli yollardan karşılık verme çabası gütmektedir.
2. Çocuk kitaplarında metin ve resimler bir bütünü oluşturabilir mi?
Resimli kitaplar hakkında genel geçer bir kabul vardır. Şöyle ki; içlerinde en az üç öykü barındırırlar. Sözcükler, resimler ve bunların birleşimi. Hal böyle olunca kitapta ilk aradığımız kriter metin ve resim bütünlüğüdür. Çünkü resimler, kitaptaki odağın en az yarısını karşılamaktadır. Her ne kadar postmodern çocuk edebiyatındaki bazı resimli kitaplarda durum bundan ibaret olmasa da gelenekselleşmiş bir metin/resim algısının baskın olduğu açıktır. Bazı kitaplarda resmi yorumlamak (okumak) metinlerden daha fazla dikkat ve süre gerektirebilir. Resimli kitaplar okura daima ikinci bir perspektif sunar. Başarılı bir resimli kitap kendisini kalıcı bir yere çekecek ve uzun yıllar boyunca okunacaktır.
Çağdaş çocuk edebiyatı alanında ülkemizde yayınlanan resimli kitaplara genel olarak baktığımızda metnin resimden daha ön planda olduğunu görürüz. Resimlerin metinle iç içe geçmiş bir sanat serüveni olduğu zaman zaman unutulmuştur. Çocukların estetik kaygılarının oluşması nitelikli bir resimli kitapla mümkündür. Nasıl ki yazar, okuruna duygularını iletme gayreti güdüyorsa, çizer de kitabın duygusunu belirler. Çizim, grafik tasarım ve kağıt seçimi bir çocuk kitabında en önemli üç şekilsel öğedir. Bunlar ne kadar güçlü ve sanatsal olursa, kitap o kadar kıymetli olacaktır.
Aralıklı metinlerin yer aldığı bir kitapta, resimlerin dizilimi olay örgüsüne göre olmalı. Eğer bir kartalın üzerine atlayıp gökyüzünde süzülen bir çocuğu anlatıyorsanız, bunun resmedildiği sayfanın, adı geçen metnin hemen ardına ya da önüne yerleştirilmesi gerekir. Resimlerin metinden bağımsız olması çocuk okurların dikkatini dağıtır. En kısa, hacmi çok küçük olan resimli kitaplarda bile olay örgüsü ve karakterler yer alır. Bu sebeple hem metinlerde hem de resimlerde kurmacayı ve gerilimi diri tutmak icap eder.
3. Çocuk edebiyatında yazarın okura parmak sallamadan seslenmesi mümkün mü?
Çocuk kitaplarında dil, tema ve mesaj konusu, üzerinde fazlaca durulmayı hak ediyor. Çocuk ve ilk gençlik çağındaki okurun karşılaştığı bir metinde yazarın ona didaktik dille seslenmesi şüphesiz çocuğu metinden uzaklaştıracaktır. Yazar, kitap boyunca vermek istediği temayı, metinde doğrudan dile getirdiği vakit okurun kavrayışını hafife almış sayılır. Evet tam olarak bu böyledir. Bu itici tavır, küçük okurların algısına saygısızlıktır. Bir kitapta verilmek istenen her neyse, onu okurun anlam dünyasına bırakmak gerekir. Okuma serüveninin hazzı da burada gizlidir. Çocuğun merakını canlandırmak, çocuğun çıkarımlarda bulunmasını sağlamak… İşin tam da bu tarafında devreye metaforlar ve imgesel söylemler giriyor. Sağlam metaforlar ile örülmüş bir karakter tasviri, okuru içine kolaylıkla çekecektir.
Çocuk edebiyatımızda bazı eserler (bilhassa tematik kitaplar) çocuğun hayallerini ve algısını kısıtlayıcı seviyededir. Örneğin dürüstlük temalı bir öykü yazan yazarın kitap içerisinde dürüst olmanın önemini elli kez belirtmesi çok itici bir durumdur. Dürüstlükle ilgili çarpıcı bir öykü/roman mı yazmak istiyorsun, o halde bir ipucu: Metin boyunca bir kez bile dürüstlük kelimesini ve türevlerini kullanma!
4. Çocuk için yazılan kitaplarda türlerin önceliğini okur mu belirliyor?
Günümüz çocuk edebiyatında roman, öykü, masal, grafik/çizgi roman, manga, sessiz kitap, deneme ve şiir gibi türler yer alsa da kuşkusuz en fazla alanı çocuk romanı kaplamaktadır. Dinamik karakterleri seven çocuklar bu türdeki kitapları daha hızlı okuyor. Olay örgüsünü devingen karakter üzerine kuran yazar, kahramanın dönüşümünde çarpıcı geçişler kullanarak adeta okurun dikkatini en üst düzeyde tutar. Özellikle distopik, bilim kurgu ve tarihsel akışa yedirilmiş çocuk romanları belli bir macera çizgisinde ilerler. Bu da çocuk okurları ışıltılı bir okuma serüvenine sürükler. Tabii ki yayıncılar da bu duruma duyarsız kalmayarak kitapların yadsınamaz çoğunluğunu bu türden oluşturup okurla buluşturuyor. Her ne kadar bu durum kabul görmüş olsa da, eleştirilere açıktır.
Çocukların edebî eserleri çeşitli edebiyat türlerinde okumaları çok daha nitelikli bir okuma kültürüne zemin hazırlayacaktır. Maalesef günümüz çocuk edebiyatında şiir, deneme ve kısa öykü gibi türler macera temalı kitapların gölgesinde kalmıştır. Geniş perspektiften bakıldığında bunu bir sığlık olarak düşünebiliriz. Çocuğun kitapla büyüdüğünü varsayarsak bunun entelektüel gelişimini de baltaladığını görmezden gelemeyiz.
5. Ölüm, hastalık ve göç gibi zor konularda nitelikli kitaplarımız yeterli ölçüde var mı?
Dünyamızda kayıplar yaşayan, travmatik stres altında kalan, ölüm duygusunu kabullenemeyen ve istismara uğrayan çocuklar keşke hiç olmasaydı ve biz bu temayı titizlikle işleyen kitapların arayışına hiç girmeseydik. Çocukların ölümle yüzleşme gerçeği değiştirilemez ama bu acıyla baş etme gücünü elde edeceği nitelikli ürünler ortaya konulabilir. Edebiyatımızda bu alanda çok fazla eser olmadığını da ifade etmek durumundayım. Ajite edilmeden, çocuğun duygu dünyasını alt üst etmeden kaleme alınan kitaplar bize çok gerekli. Tıpkı, çeviri kitaplardan Elveda Bay Muffin (Ulf Nilsson), Beklemek (Kevin Henkes), Ördek, Ölüm ve Lale (Wolf Erlbruch) gibi.
6. Felsefi çocuk edebiyatı ve P4C kapsamında okuma seçenekleri üzerine düşünüyor muyuz?
Günümüzde resimli, felsefi çocuk edebiyatı minik okurların dünyasında önemli bir yere sahip. Bilhassa ebeveyn ve öğretmenlerle etkileşimli kitap okuma etkinliklerinde felsefi temele oturtulan çeviri resimli kitaplar mevcuttur. Çocuğun kitaptaki alt metni sağlam bir şekilde kavraması için üzerine sorular sorulacak, cevaplar aranacak kitaplar genellikle çeviri eserler. Bu tarz kitaplar çocuk okurlar kadar yetişkin bireyler tarafından da sevilerek takip edilmektedir. Kobi Yamada’nın New York Times Resimli Çocuk Kitapları En Çok Satanlar listesine giren Bir Fikirle Ne Yaparsın? adlı resimli kitabı başta olmak üzere yazarın diğer kitapları bu kapsamda çokça okunmaktadır. Ama bizde de son zamanlarda nitelikli felsefi çocuk edebiyatı kitapları raflarda yerini almaya başlamıştır, ki bu sevindiricidir. Ketebe Yayınları’ndan çıkan, Didem Demirel'in kaleme aldığı Tam Bir İnatçı Keçi adlı kitap her yaştan okurun kavrayışını zinde tutacak, resimli felsefi bir çocuk edebiyatı örneğidir. Üzerinde uzun uzun konuşulası yerli resimli kitapların sayısının artması dileğiyle…